Bölüm 1 Bilgi Teknolojisinin Temel Kavramları
1.1. Bilgisayar ve Bilgisayar Teknolojisi
1.1.1.Bilgisayarın Tanımı ve Kısa Tarihçesi
Giriş birimleri ile dış dünyadan aldıkları
veriler üzerinde aritmetiksel ve mantıksal işlemler yaparak işleyen ve bu
işlenmiş bilgileri çıkış birimleri ile bize ileten, donanım (Hardware) ve
yazılım (software)’dan oluşan elektronik bir makinedir.
BİLGİSAYAR DONANIMI (HARDWARE) : Bilgisayarların
fiziksel kısımlarına donanım denilmektedir. Elle tutulabilirler. Ekran
(Monitör), klavye, sabit disk (harddisk), fare, yazıcı, bellek, mikroişlemci,
tarayıcı örnek olarak verilebilir.
BİLGİSAYAR YAZILIMI (SOFTWARE):
Donanımı kullanmak için gerekli programlardır. Bilgisayarın nasıl çalışacağını
söylerler. Elle tutulmazlar. Belirli bir işlemi yapmak üzere bilgisayara
kurulurlar (set p, install,setup). Örneğin; Kelime işlem (Word processor)
programları son kullanıcıların yazı yazması için kullanılır. Tablolama (spread
sheet), sunu (presentation), programlama dilleri (Pascal, C ...), ses (sound)
programları vb. örnek olarak verilebilir.
İnsanoğlunun ilk zamanlar ihtiyaçları basit ve
azdı. Zaman geçtikçe nüfusun artması ihtiyaçlarında artmasına sebep oldu. Bu
ihtiyaçlarını karşılamak için değişik alanlarda değişik araçlar geliştirdi. Bu
ihtiyaçlarından hesap ile ilgili olan kısmını ilk başlarda parmak hesabı ile,
parmak hesabının yeterli olmadığı yerlerde de çakıl taşlarını kullanarak
karşılamaya çalıştı. Hesap ile ilgili ihtiyaçlar ekonominin hızla gelişmesi ve
yerleşik hayata geçilmesiyle beraber iyice arttı. Birçok farklı yaklaşım ve
kuram ortaya atıldı ve günümüz bilgisayar teknolojisinin temelleri atılmaya
başlamış oldu.
İKİLİ SAYI DÜZENİ : Günümüz
bilgisayarlarının temel mantığını oluşturan ikili sayı sistemi George Boole
tarafından geliştirilmiştir. Bu cebir prensibine göre sayılar ikili sayı
sisteminde kullanılırlar. Yani bu sistemde 0 ve 1 sayısından başka sayı yoktur.
Bu sayı sistemine ikili sayı sistemi manasında, Binary sayılarda denir.
Bu sayı sitemimin diğer bir mantıksal kavraması;
0 = hayır = + 5 Volt 1 = evet = 0 Volt olarak ta
tanımlanabilir. Bu nedenle ikili sayı sistemine bazen de evet-hayır mantık
(logic) sistemi de denmektedir. Günümüzde hesap makinesi gibi hesaplama yapan
makineler aslında sadece bu mantığı bilirler. Yani bizim kullandığımız 10’luk
sistemini ( 0,1,2,3,4,5,6,7,8,9 - decimal sayı sistemi ) bu makineler
bilmez.Yapılan tüm işlemler ekranda 10’luk sayı sisteminde gözükse de aslında
binary sayı sisteminde yapılır.Binaru sisteminde yapılan işlemler decimal sayı sistemine
çevrilir.
Örneğin: (2) 10 + (2) 10 = (4) 10 aynı şekilde
(10) 2 + (10) 2 = (100) 2
Görüldüğü üzere ikili sayı sisteminde işlem
yapmak daha kolaydır. Ancak işlem süresi daha uzundur. İşte bu noktada
makinelerin insanlardan üstün olan yanı devreye girerek kolay fakat uzun
süreler alan işlemleri daha kısa ve hatasız biçimde tamamlamaktadırlar. Böylece
bir makineye 0,1,2……..9 ‘a kadar olan sayıları öğretmek (elektronik devrelerin
büyüklüğü) daha zor olacağı için sadece 0,1 ‘den oluşan binary sayı sistemi
tercih edilmektedir.
Bu nedenlerden dolayı bilgisayarlar ve işlemci
içeren diğer makineler hesaplama, karar verme, karşılaştırma gibi işlemlerde
ikili (binary) sayı sistemini kullanırlar.
BİLGİSAYARIN TARİHÇESi: Bilgisayarın
tarihçesine baktığımızda; dört temel işlemi gerçekleştirmek amacıyla kullanılan
abaküs, basit bir alet olmasına rağmen, bilgisayarın başlangıcı olarak ifade
edilir. Bilgisayara veri girişi işlemlerinde, günlük hayatta kullanılan harf ve
rakam gibi sembollerden yararlanılır. Bilgisayar bunları kendi anlayacağı şekle
dönüştürür, bilgisayarda kapasite depolama birimi byte olarak ifade edilir.
Fransız Pascal, 1642 senesinde vergi tahsildarı
babasına, yardımcı olacağını düşündüğü bir makine geliştirdi. Küçük tekerlekler
biraz çevirilince, toplama veya çıkarma işlemleri otomatik olarak
yapılabiliyordu. Ancak geçimlerini saatler alan hesap işlerinden kazanan
kâtipler, Pascal’ın makinesini bir rakip olarak gördüler.
Bir süre sonra Alman matematikçisi Wilhelm, bu
makineye çarpma ve bölme işlemlerini yapabilme yeteneğini kattı. Wilhelm’e göre
değerli insanlar, tıpkı esirler gibi hesaplama işinde saatler kaybetmeye layık
değillerdi.
1948 yılında transistörlerin kullanımıyla
bilgisayarların ağırlıkları azaltılmaya, hacimleri küçültülmeye, bellek kapasiteleri
ve hızları artırılmaya başlanmıştır.
1963 yılından sonra birden fazla transistörün
birleştirilerek entegre devrelerin bulunması, bilgisayarın gelişimini daha da
hızlandırmıştır. Bilgisayar alanında kısa sürede yaşanan bu önemli gelişmeler
sayesinde, tonlarca ağırlıkta, yavaş işlevi yapabilen modellerden, milyonlarca
işlemi çok kısa sürede yapabilen, lap-top (elde taşınabilen) ve hatta cebe
girebilen modeller geliştirilmiştir. 1946 yılından sonra bilgisayarları dört
kuşak olarak ele alabiliriz.
Birinci Kuşak Bilgisayarlar:
1946-56 yılları arasında vakumlu tüpler kullanılan bilgisayarlardır.
İkinci Kuşak Bilgisayarlar:
1957-63 yılları arasında tüplerin yerine transistörlerin kullanıldığı
bilgisayarlardır.
Üçüncü Kuşak Bilgisayarlar:
1964-79 yılları arasında kullanılan entegre devrelerin kullanıldığı
bilgisayarlar.
Dördüncü Kuşak Bilgisayarlar:
1980’den sonra transistörlerin yerine mikroçiplerin kullanıldığı
bilgisayarlardır. Bu gün kullandığımız bilgisayarlar bu kuşağa aittir. Ancak
her gün yenilikler eklenmekte, bilgisayarların çalışma hızı ve kapasitesi
arttırılmaktadır. Bu yıllarda Amerikan ve Japon teknolojilerinin elektronik ve
küçültme alanındaki ürünü olan ev bilgisayarları ortaya çıktı.
Günümüzde,1990’lardan başlayarak bilgisayar
teknolojisine egemen olması beklenen beşinci kuşak bilgisayarlara doğru bir
ilerleme görülüyor. Çok daha güçlü olacağı düşünülen bu bilgisayarlar büyük
ihtimalle, bugünkülere göre daha fazla insan beynine benzer bir biçimde
çalışacaklar. Bunun için de kendi deneyimlerinden öğrenebilmeleri gerekecek.
Beşinci kuşak bilgisayarlar insanlarla konuşabilecek, onları dinleyebilecek ve
belki de düşüncelerini de anlayabilecekler.
Böylece bilgisayarlar yapay zekalarını daha da
geliştirebilecekler. "Düşünen" bilgisayarların yardımıyla, robotlar
bizim için daha çok iş yaparak, çeşitli alanlardaki uzmanların bilgileri bir
araya getirilerek "uzman sistemler" üretebilecek. Bu tür sistemler,
birleştirilmiş uzmanlık bilgilerini, problemleri çözmek için kullanacaklar.
Bütün bu gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda, neden bir "bilgisayar
devrimi"nden söz edildiği daha iyi anlaşılabilir.
Varoluşundan Günümüze Bilgisayarlar:
Şekil 1.1 Eniac
ENIAC, 30 ton ağırlığında; 9x15 metrelik bir
odayı doldurmakta; hesaplama vurumları 1500 elektro mekanik röleden (yol
vericiden) geçip 18.000 den çok radyo lambasından akmaktaydı. ENIAC'ı
çalıştırmak için 150.000 vat enerji gerekliydi. ENIAC, yalnızca 80 karaktere eş
veri saklayabiliyordu.
Lambalaların hepsi çalıştığında, mühendis ekibi
bir problemi çözmek için 6000 kabloyu elle fişe takarak ENIAC'ı kuruyorlardı.
Şekil 1.2 Apple firmasının ürettiği Macintosh
Şekil 1.3 IBM firmasının
ürettiği ilk PC
İlk IBM Kişisel Bilgisayarı, 1981 yılının Ağustos
ayında pazara çıkardı.
IBM, 1983 baharında, şirketin, içinde sabit disk
bulunan ilk kişisel bilgisayarı olan PC/XT'sini piyasaya sürdü. Disk, yerleşik
bir depolama aygıtı olarak çalışıp, 10 megabayt'lıktı.
1984'te, IBM, Intel'in 80286 micro işlemcisine
dayalı, PC AT adlı yüksek performanslı ikinci kuşak bilgisayarını tanıttı. IBM
PC'den üç kat hızlıydı.
1990 mayısında, Windows 3.0 piyasaya sürüldü.
Şekil 1.4. Günümüzde
kullanılan Client (istemci) PC
(Personel Computer-Kişisel
Bilgisayar)
1.1.2. Bilgisayar Türleri
Bilgisayar kullanım alanları, kullanım amaçları,
donanım biçimleri olarak alt gruplara ayrılırlar.
a-) Server (Sunumcu) Bilgisayarlar:
Büyük işletmeler, internet servis sağlayıcıları,
eğitim kuruluşları, şirketler gibi geniş tabanlı ağ yönetim sistemi ile çalışan
kuruluşlarda ağ hizmetlerini, erişim ve paylaşım, veritabanı yönetimini ve veri
tabanının paylaşımını sağlamak için dizayn edilmiş güçlü ve gelişkin
bilgisayarlardır.
Şekil 1.5 Server (Sunumcu) Bilgisayar Kasası
b-) Kişisel Bilgisayarlar:
PC (Personel Computer) olarak da adlandırılan
bilgisayarlar en büyük üretim ve pazarlama payına sahip türdür. Kulanım
alanları çok geniş olduğundan hemen herkesin bı tür bilgisayarlar hakkında az
veya çok bilgisi mevcuttur. Kullanım alanları; ev,ofis uygulamaları, multimedia
bileşimli uygulamalar, iş istasyonu, internet erişimi, eğlence, yazılım
geliştirme, tasarım, mühendislik uygulamaları, veri tabanı kullanımı gibi daha
birçok alanda kullanılmaktadır. Mevcut donanım bileşenlerine göre maliyetleri
aynı tür içerisinde 400-500$ arasında fark edebilmektedir.
Şekil 1.6 Kişisel Bilgisayar (Personel Computer – PC)
c-) Terminal (iş istasyonu) Bilgisayarlar:
Bir ağ yapısı içerisinde çalışacak şekilde dizayn
edilmiş bilgisayarlardır. Bir kişisel bilgisayar Ethernet kartı ile ağa dahil
edildiğinde iş istasyonu özelliği kazanır ancak tam olarak bu tipte bir
bilgisayar bir terminal bilgisayar değildir.
Terminal bilgisayarları PC’ler kadar gelişkin bir
yapıya sahip değildir. Maliyetlerin düşük olmasını sağlamak, yapacakları iş
genelde uygulama yazılımlarını kullanarak veri tabanına veri yüklemek ve
verileri işlemek olduğu için çok fazla donanım öğesine ihtiyaç duymadıklarından
konfigürasyonları sınırlıdır.
Genellikle veri depolamak için Ana bilgisayardaki
sabit diski kullandıkları için Sabit disk bulunmayabilir.Sabit diski bulunmayan
doğrudan ana bilgisayara bağlı olarak çalışan, kendi kendine iş yapamayan
türlerine Dump (Aptal) Terminal adı verilir. Bu tip terminallere bankalarda
rastlayabilirsiniz.
Şekil 1.7 Terminal (iş istasyonu) bilgisayar
d-) Dizüstü Bilgisayarlar:
Taşınabilir kişisel bilgisayarlar olarak
sınıflandırılan bu bilgisayarlar LapTop, NoteBook gibi isimler alırlar. Donanım
olarak bir Pc’nin sahip olduğu bütün öğelere sahip olabilmektedirler. Enerji
kaynağı olarak doğrudan adaptör yardımıyla şebeke gerilimini kullanabildikleri
gibi şarj edilebilir pil bataryaları kullanırlar. Lithium-Ion bataryalarla 2-4
saat arası enerji desteği sağlanabilmektedir. Özellikle sık seyahat eden ve
bilgisayarına çok ihtiyaç duyan kişiler için ideal makinelerdir.
Taşınabilir (Mobil) bilgisayarlar çok daha ileri
teknoloji ile imal edilmiş parçalardan oluşmaları, montaj ve tasarımı daha zor
olduğu için çok yüksek bir maliyete sahiptirler. Bu nedenle fiyatları kişisel
bilgisayarların neredeyse 3 katıdır.
Şekil 1.8 Dizüstü Bilgisayar (LapTop-NoteBook)
e-) Avuç içi Bilgisayarlar (Palmtop):
Üretim teknolojilerinin yüksek olması bu tip
bilgisayarların neredeyse kişisel bilgisayar fiyatına mal edilebiliyor olması
üretiminin çok az olmasına neden olmaktadır.
Kelime işlem, Hesap makinesi yazılımları,
Outlook, adres defteri, Internet Explorer gibi belli uygulamaları
çalıştırabilen, PCMCA kartı ile internete bağlanıp dosya transferi ve e-mail
hizmetlerinden yararlanabilen çok küçük ölçekli diz üstü bilgisayarlar olarak
düşünülebilirler.
Şekil 1.9 Avuç içi Bilgisayar
(Palmtop)
1.1.3. Bir Kişisel Bilgisayarın Temel Özellikleri ve İşleyiş Yapısı
Bilgisayarı yapısal olarak; Bilgilerin girilmesi,
girilen bilgilerin belirtilen durumlara göre işlenmesi, işlem sonuçlarının
alınması olarak üç temel fonksiyona sahip bir makine şeklinde tanımlayabiliriz.
Bu üç temel fonksiyonu gerçekleştirebilmek için sahip olması gereken mimari
ise;
- Girdi Üniteleri.
- Merkezi İşlem Birimi.
- Çıktı Üniteleri’dir
Girdi Üniteleri: Kişi tarafından
veya bilgisayar tarafından sağlanan verilerdir. Bu veriler, sayılar, harfler,
sözcükler, ses sinyalleri ve komutlardır. Veriler giriş birimleri tarafından
toplanır. Bilgilerin bilgisayara aktarılmasını sağlayan klavye, fare, tarayıcı
yada veri yolu üzerine takılmış fax-modem kartı gibi herhangi bir kart
olabilir.
Merkezi İşlem Birimi: Bilgisayar
üzerindeki bilgisayar birimlerinin işlemciyle ve birbirleriyle olan
ilişkilerini düzenleyen ve kontrol eden birimdir. Merkezi işlem birimi veriyi işleme
kabiliyetine sahiptir. Üç temel görevi vardır:
1. Mantıksal İşlemler: 1<2 doğrudur, 3=4
yanlıştır gibi kararları verir
2. Matematiksel İşlemler: 1+1=2, 6-2=4 gibi
toplama çıkarma işlemleri
3. Kontrol Mekanizması: Bilgisayar üzerindeki
aletlerin işlemciyle ve kendileriyle olan ilişkilerini düzenlemek ve kontrol
etmek.
Çıktı Üniteleri: Bilgisayar
tarafından üretilen rapor, doküman, müzik, grafik, video, resimlerdir.
Şekil 1.10. Bilgisayarın
Temel Özellikleri
Bu üç ana elemanın sahip oldukları
birçok donanımsal ve yazılıma bağlı özellik bulunur. Sonuç olarak bilgisayarı
yapısal olarak oluşturan bu bileşenler donanım ve yazılımın uyumlu bir
birlikteliği sayesinde ancak görevlerini yapabilirler.
1.1.4. Bilgisayarın Kullanım Alanları
Evde Bilgisayar Kullanımı:
Bilgisayar ilk icat edildiği dönemlerde sadece askeri amaçlarda ve büyük iş
yerlerinde kullanılabiliyordu. Gelişen teknoloji sayesinde bugün evlerimize
girmiş vaziyettedir. Evlerde bilgisayarlar yardımıyla her türlü cihaz kontrol
edilebilir. Her türlü hesaplama, bankacılık, alışveriş, tatil yerlerinde bulma,
vs. gibi günlük işler yine bilgisayarlar ve Internet yoluyla yapılabilmektedir.
İşyerinde ve Okulda Bilgisayar Kullanımı
: Eğitimde istenen verimi almanın ve kaliteyi arttırmanın şartlarından
birisi eğitim teknolojisinde çağın şartlarını yakalamaktır.Teknolojik gelişmeye
uyum sağlayabilmek için bilgisayarlar eğitim ve öğretimle ilgili bütün
faaliyetlerde kullanılmalıdır. Öğrenciyi klasik eğitimin saplandığı sıkıcı
ezber yönteminden kurtararak ses, renk, film ve müzik gibi unsurların
etkileşimiyle daha canlı ve eğlenceli bir öğrenme yöntemi ortamına çeken
bilgisayar öğrencinin konuyu kendi başına çalışmasına fırsat vermektedir.
1.2. Bilgisayarın Donanım Yapısı
1.2.1. Donanım Kavramı
Bir bilgisayarın sistemi bir çok parçanın
birleşmesiyle oluşturulmaktadır. Tüm bu parçaların oluşturduğu bütün, amaca
uygun yazılımlarla desteklenerek bilgisayar sistemine işlev kazandırır.
Anakart (Mainboard), İşlemci (CPU) ,Bellek(RAM), Sabit disk
(Harddisk) Ekran (Monitör), Görüntü kartı, Ses kartı, TV kartı
Disket sürücü (Floppy disk), CDROM/DVDROM, Modem, Klavye (keyboard)
Mouse, Kasa, Yazıcı (Printer), Scanner (Tarayıcı)
İşlemci: Bilgisayarın program
komutlarını bellekten aldıktan sonra kodlarını çözen ve karşılığı olan
işlemleri yerine getiren merkez birimi olarak tanımlanır. CPU genellikle
bilgisayarın beyni olarak ta söylenir.
Çünkü tüm işlemler CPU tarafından yapılır. Bu
nedenle bir bilgisayarın işlem yeteneği ve hızı işlemcisinin yeteneği ve
hızıyla doğrudan ilgilidir. İşlemcinin performansını, sahip olduğu çekirdek
yapısı ve saat çarpanı (kaldırabildiği elektrik akımı) sonucu elde edilen MHZ
üzerinden değer belirler.
Ana kartta işlemciye özel bir yuva bulunmaktadır.
Örnek/Değerlendirme: Intel Celeron 1100
MHZ’lik bir işlemci Intel Pentium III 850 MHZ’lik bir işlemciden performans
olarak daha düşüktür. Bunun nedeni Celeron işlemcinin sahip olduğu çekirdek
yapısının farklı oluşudur.
Anakart: Bilgisayarın
omurgasıdır. Bilgisayar ile ilgili temel birimlerin (CPU, Ram, Ekran Kartı,
Modem,Tv kartı, Ethernet kartı, Ses kartı … ) üzerine takıldığı, bu birimler ve
diğer çevre birimlerin veri aktarımının sağlandığı karttır. Üzerinde kendine
ait chipsetleri bulunmaktadır. Genellikle 2 adet olan bu chipsetleri kuzey
(North bridge) ve güney (South bridge) köprüsü olarak ta adlandırılırlar.
Bunların temel görevi işlemci, ram, harddisk, ekran kartı, modem vb. donanım
bileşenleri arasındaki veri akışını düzenlemek, işlemciden aldığı komutlar
vasıtasıyla verileri ilgili birimlere yollamak ve enerji gereksinimlerini
sağlamaktır.
Hafıza (Bellek):
Veriler ve komutlar burada saklanır. Sistem açık olduğu sürece bilgiler
bellekte saklanabilir. Sistem kapatıldığında veriler ve komutlar bellekten
silinir. Hafızaların kapasiteleri MB değeri üzerinden, performansları ise
işlemci ve anakart ile olan veriyolu hızı göz önüne alınarak belirlenir.
Bir kişisel bilgisayarın temel
donanım birimleri Kasa adı verilen fiziksel donanımın
içerisine monte edilebilir. Bilgisayarın çalışması için gerekli elektrik
akımının regüle edildiği güç kaynağı da kasanın içinde bulunur.
1.2.2. CPU Central Processing Unit – CPU ( Merkezi İşlem Birimi - MİB)
Bir bilgisayarın en popüler ve en önemli parçası
işlemcidir. Kısaca CPU (Central Processing Unit / Merkezi İşlem Birimi) olarak
anılan işlemciler, adından da anlaşılacağı üzere bir bilgisayardaki işlemleri
yürüten ve sonuçları gerekli yerlere gönderen elemandır.
1971 yılında Intel firmasının ilk defa binlerce
transistörü bir silikon çip üzerinde birleştirmesiyle bilgisayar çağında devrim
gerçekleştirilmiş oldu. Bu şekilde daha önce sadece büyük şirketlerin ve
üniversitelerin kullanabildiği bilgisayarlar iyice küçüldü ve evlere girmeye
başladı.
Mikroişlemciler, açma kapama anahtarı gibi
çalışan milyonlarca transistörden oluşmaktadır. Bu anahtarların programlanma
durumuna göre elektrik sinyalleri bunların üzerinden akar. Bu sinyaller,
bilgisayarın yaptığı tüm işleri toplama, çıkarma, çarpma ve bölme gibi temel
matematiksel işlemlere indirir. İşlemci de bu işlemleri en basit sayma sistemi
olan ikilik düzen yani sadece 0 ve 1 sayılarını kullanarak yapar.
Mikroişlemciler her türlü işi ikilik sayma
sistemine dökmüştür. Mesela “Y” harfi ikilik sistemde “1011001” ile ifade
edilebildiği gibi kırmızı gibi bir renk de bunun gibi ikilik tabandaki üç ayrı
sayı grubu ile ifade edilir. Aynı şekilde bir ses veya görüntü kaydı da yine
buna benzer ikilik sayı grupları ile ifade edilirler.
Bu sayı grupları üzerinde işlem yapmak için
işlemci içerisinde bir takım komut listesinden ibaret bir program mevcuttur. Bu
komutlar işlemciye iki sayının çıkarılması, toplanması yönünde emir verebildiği
gibi klavyeden girilen tercihlere göre bir takım komut satırını atlayıp (şartlı
dallanma - conditional branch) diğer komut satırlarını icra etmeye devam
edebilir. Yani klavyeden bir soru karşısında gireceğimiz “E” (evet) veya “H”
(hayır) ifadelerine göre program belirli komut satırlarını icra eder veya
etmez. Temel olarak, mikroişlemcinin yaptığı iş, bitler üzerinde işlem yapmak
üzere komutları çalıştırmaktır.
Şekil 1.11 Socket ve Slot CPU
(Pentium III)
Üniteler
İşlemci üzerinde komutları icra etme işini
uygulama ünitesi (execution unit) ya da fonksiyon ünitesi (function unit) adı
verilen üniteler gerçekleştirir. Modern işlemcilerde değişik komut türlerini
işletmek üzere birden fazla fonksiyon ünitesi bulunur. Çoğunlukla
aritmetik/mantıksal ünite (arithmetic/logic unit) olarak da anılan tamsayı
(integer) üniteleri tam sayılar ile ilgili işlemleri yapar. Kayan nokta ünitesi
(FPU-Floating Point Unit) ise 5,21 gibi küsuratlı sayılarla ilgili işlemleri
yapar. Bir mikroişlemcide ne kadar fazla fonksiyon ünitesi varsa aynı anda
çalışabilecek komut sayısı da o kadar artar.
Register seti
Registerler, işlem anında bir program tarafından
kullanılmakta olan sayıların saklandığı geçici hafıza hücreleridir. Farklı
komut ve register setlerine sahip olan işlemciler birbirlerinin yazılımlarını
çalıştıramazlar.
Mimari
Mikroişlemciler mimari (architecture) olarak
gruplara ayrılırlar. Ortak mimariye sahip olan işlemciler aynı komutları
tanımakta ve aynı yazılımları çalıştırabilmektedirler.
En meşhur mikroişlemci mimarisi Intel’in x86
işlemcisidir. Intel ilk x86 tabanlı işlemcisini 8086 olarak 1978 yılında
piyasaya sürdü. Daha sonraki yıllarda yeni nesil x86 tabanlı işlemciler
çıkarıldı. 286, 386, 486, Pentium ve Pentium Pro olarak bu kuşakları
görebilmekteyiz. Pentium II, Celeron, Pentium III, Xeon ve Katmai, altıncı
kuşak Pentium Pro’nun varyasyonlarıdır.
Intel’in haricindeki diğer mimariler ise
şunlardır: Modern Macintosh’larda bulunan PowerPC, eski Mac’lerdeki 68oxo
serisi, Digital ve Compaq’ın güçlü serverlarında kullanılan Alpha ailesi,
Silicon Grahics’in Mips Rxooo serisi, Hawlett-Packard’ın PARISC’i ve Sun
Microsystems’e ait SPARC’tır.
Mimariler, ortaya çıktıkları dönemin felsefesine
göre dizayn edilirler. 1970’lerde veri saklama cihazları ve hafıza bu güne göre
çok kısıtlıydı. Bu kaynakları tasarruflu bir şekilde kullanabilmek için Intel
x86 tabanlı işlemcilerde CISC (Complex Instruction Set Computing - Karmaşık
komut seti ile hesaplama) diye bilinen bir mimari kullandı. CISC’ın
karakteristik iki özelliği, değişken uzunluktaki komutlar ve karmaşık
komutlardır. Değişken uzunluktaki komutlar hafıza tasarrufu sağlar. Çünkü basit
komutlar karmaşık komutlardan daha kısadır. Karmaşık komutlar da iki ya da daha
fazla komutu tek bir komut haline getirdikleri için hem hafızadan hem de
programda yer alması gereken komut sayısından tasarruf sağlar.
İlerleyen yıllarda CISC’in kısıtlamaları ve
hafızayı tasarruflu kullanmanın önemini yitirmesi neticesinde CISC’a rakip
olarak RISC (Reduced Instruction Set Computing - daraltılmış komut seti ile
hesaplama) ortaya çıktı.
RISC’ın komutlarının uzunluğu sabittir (genelde
de 32 bit’tir) ve her bir komut basit bir işlemi yerine getirir. Bir RISC çipi
bu iki karakteristik özelliği sayesinde, fetch (komutu hafızadan taşıma), decode
(komutun anlamını çözme) ve komutu çalıştırma işlemlerini daha kolay bir
şekilde yapabilir. RISC’ın bir dezavantajı kodun uzamasıdır. Tüm komutlar gerek
olsun olmasın 32 bitliktir. Dolayısıyla RISC programları CISC programlarından
daha fazla hafıza gerektirebilirler. Buna rağmen decode aşamasının CISC’e göre
daha hızlı gerçekleşmesine ek olarak, çoğu RISC komutları sabit bir zaman
diliminde işlem görür. Bu da superscalar pipelining teknolojisi kullanan modern
işlemciler için önemli bir özelliktir.
Pipelining
Pipelining, tıpkı bir fabrikadaki seri üretim
bandı gibi çalışır. Bir fonksiyon ünitesi, her komutun işletilmesini
aşamalarına ayırır. Basit bir pipeline’de beş ya da altı aşama olabilir. Bir
superpipeline’da ise 10 ya da daha fazla aşama olabilir. Böyle bir pipeline’dan
aynı anda birkaç komut birden akabilir. Her komut da ayrı bir aşamada işlem
görmekte olabilir. Superscalar bir işlemcide her birisinin kendisine ait
pipeline’ı olan iki ya da daha fazla fonksiyon ünitesi yer alabilir. Böyle bir
işlemci birkaç komutu birden paralel olarak işletebilir.
RISC bu tekniğe daha da
elverişlidir. Çünkü basitleştirilmiş komutlar pipeline’lardan daha pürüzsüz bir
şekilde akarlar ve CISC komutlarının neden olabildiği tıkanmalara maruz
kalmazlar.
1.2.3. Donanım (Hardware)
Bir kişisel bilgisayarın donanımı temel olarak
Giriş birimleri, Çıkış birimleri, Bellek, Depolama birimlerinden oluşur.
1.2.3.1. Giriş Birimleri
KLAVYE :
Birçok tuşun bir araya gelmesiyle oluşur. Her bir
harf için bir Ascii kod, bu kodların birleştiği bir Ascii tablo vardır. Biz
herhangi bir tuşa bastığımız zaman aslında ascii tablodan harf yada işaret
yollanır ve daha sonra bu ascii kod karşılığı ekranda görüntülenir.Klavye bir
giriş ünitesidir. Kullanılan ildin özelliğine göre üzerindeki tuşların sayısı
ve yerleri değişebilmektedir.Türkiyede kullanılan klavyeler genellikle 102
tuşlu olup Q veya F tipi olmak üzere iki çeşittir.Klavyede bulunan tuşların
görevleri şunlardır;
Klavye üzerindeki tuşları 4 kısımda
inceleyebiliriz;
a. Fonksiyon tuşları
b. Daktilo tuşları
c. Nümerik tuşlar
d. Özel tuşlar
Şekil 1.12 Klavye
a.Fonksiyon Tuşları:
Bu tuşlar her programlama dilinde ve işletim
sisteminde farklı görevler almıştır. F1 den F12’ye kadardır.
b.Daktilo Tuşları:
Bu bölümde A ile Z arası harfler 0 ile 9 arası
rakamlar !,^,” , ? vb. gibi işaret tuşları ile bazı özel tuşlar bulunur.
c.Numerik Tuşlar:
Bu bölümde 0 ile 9 arası rakamların yanında bazı
özel fonksiyonlar bulunur. "NUM LOCK" bir kez basıldığında ışık söner
ve rakamlar yerine özel fonksiyonlar çalışır.
d.Özel Tuşlar:
Backspace (İşaretli tuş): İmlecin
bulunduğu yerden sola doğru tek tek tamamını siler.
Delete (Del): İmlecin bulunduğu
yerden sağa doğru tek tek siler.
Print Screen : Yazılan yazıyı
yazıcıya yollar.
Caps Lock: (Bu tuş açıksa
klavyenin sağ üst köşesinde ışık yanar.)Büyük harf ya da küçük harf tuşu.
Num Lock: (Bu tuş açıksa
klavyenin sağ üst köşesinde ışık yanar.)Bu tuş açıkken klavyenin sağ tarafında
bulunan rakamları kullanabiliriz.
Scroll Lock: Bu tuşa
basıldığında imleç kilitlenir ve ekran kayar.
Pause : Bu tuşa basıldığında
ekran durur.
Insert : Araya yazı yazacağı
zaman kullanılan bir tuştur.
Control+Alt+Del : Aynı anda
basıldığında bilgisayarın açma –kapama düğmesine basmadan hafızayı tamamen
silmemizi ve bilgisayarı yeniden başlatmamızı sağlar.Ayrıca tuş kilitlenmesini
de açar.
Ctrl+C : İşletim sistemi
komutlarını çalışma anında durdurur.
Ctrl+Break : Programlarda
çalışmayı durdurur.
Bilgisayarınızda çalışırken herhangi bir şekilde
yazdığımız harf tuşu işlemiyorsa ALT+ASCII (ASC 11,000 ile 25,000 arası
rakamdır) yazılırsa o ekrana ait karakter ekrana gelir.Örnek ATL tuşu+115=M
harfidir. Bilgisayar açıldığında yanıp sönen göstergeye “İMLEÇ ” denir. İmleç
her tuşa basıldığında sağa doğru kayar.
Home : İmleci satırın başına
getirir.
End : İmleci satırın sonuna
götürür.
Page up : İmleci bir ekran
yukarı çıkarır.
Page Down : İmleci bir ekran
aşağıya indirir.
Tab Tuşu : Bu tuşa basıldığında
imleci 8 karakter birden sağa hareket ettirir. Shift tuşu ile kullanıldığında 8
karakter sola getirir.
AltGr : Klavye üzerinde bazı
tuşlar ikiz,bazı tuşlar üçüz görevlidir. İkiz görevliler Shift tuşu ile
basılırsa ikinci karakteri yazar.
Örnek: Shift+2 tuş bileşimi = ’
işarettir.)
Bazı tuşlarda 3 adet simge vardır.bunlardan sağ
alttaki simgeyi yazmak için Altgr tuşu ile birlikte ilgili tuş basılarak
yazılır.
Örnek : { yazmak için Altgr +
tuş basılır.
IŞIKLI KALEM : Çizgisel (bar)
kodları okumada, şekil çizme ve elyazısı yazmada kullanılır.
JOYSTİCK : Genellikle oyun
oynamak için kullanılır. Üzerinde bulunan tuşlarla çalıştırılarak bilgisayara
komut verilmesi sağlanır.
DOKUNMA EKRANLARI : Ekranda
gözüken komut üzerine parmak ile dokunduğunda o komutun çalışmasını sağlayan
ekran tipidir.
FARE : Ekranda gözüken
imleç yardımıyla komut girişi yapmaya yarar. Farenin çevre birimi olarak
kullanılmasıyla işaretleme, tıklama ve sürükleme yapılarak işlemler yaptırılır.
•İmleç: Farenin ekran üzerinde nerede olduğunu
gösterir.
•Tıklama: Farenin sol tuşuna bir kez
basılmasıdır.
•Çift Tıklama: Farenin sol tuşuna kısa
aralıklarla iki kez tıklanmasıdır. Bir simgeye yüklenen işlevinin yerine
getirilmesini sağlar.
•Sürükleme: Farenin sol tuşunu basılı tutarak imlecin
yerinin değiştirilmesidir.
TARAYICI : Resim, grafik ve
önceden yazılmış yazıları bilgisayar ortamına aktarmakta kullanılır. 300x600
dpi, 600x600 dpi, 600x1200 dpi, 600x2400 dpi ...Optik karekter okuma (Optic
Character Reader-OCR)
1.2.3.2. Çıkış Birimleri
EKRAN KARTI: Bilgisayardaki
sayısal verileri bizim anlayacağımız analog forma dönüştüren, sayısal verileri
işleyerek şekiller,yazılar,semboller vb. görüntülerin monitöre aktarılmasını
sağlayan karttır. Kendi üzerlerinde sayısal verileri işleyebilmek için ram ve
cpu barındırırlar. Ekran kartları üzerindeki cpu’lara daha çok
gpu (Graphics Processing Unit) adı verilir. Ram ve Gpu’nun
tipine göre çeşitlilik gösterirler.
Ekran kartı seçiminde ise ; yapılacak işe göre
ekran kartı belirlenmelidir. Örneğin çalışılan alan 3 boyutlu ve grafiksel
görüntüler içeriyorsa ekran kartının ram’inin en az 64MB
olması istenir. Buna karşın sadece ofis uygulamaları vb. kullanılacaksa 8MB’lık
bir ekran kartı yeterli olacaktır.
Şekil 1.13. 8MB ve 64 MB’lık
Ekran Kartları
EKRAN (MONİTÖR): Hem giriş hem
de çıkış birimi olarak kullanılır. Giriş ve çıkış birimlerinden gelen verilerin
sonuçlarının ekranda gözükmesini sağlar.
•Bilgisayarla kişi arasında iletişimi sağlar.
•Bir text ekranın genişliği 80 karakter, boyu 25
satırdır.
•Grafik ekranda pikseller (nokta) bulunur. Bir
ekranda ne kadar çok piksel varsa ekranın çözünürlüğü artar. 640 x 480 piksel,
800 x 600 piksel, 1024 x 768 piksel gibi.
Ekranın kaliteli olmasının çok büyük önemi vardır
Ekranlardan titreşimsiz ve az radyasyonlu
olanları tercih edilmelidir. Ekranların boyutu, 14 inç, 15 inç, 17 inç, 20 ve
21 'dir. Genellikle ucuz olduğu için 14 inçlik ekranlar kullanılmaktadır. 1 MB,
2MB, 4 MB bellekli ... ekran kartları bulunmaktadır.
Ekranlardaki görüntü netliği noktalar arasındaki
uzaklıkla ilgilidir. İki nokta arasındaki uzaklık ne kadar azsa o kadar iyi
görüntü elde edilir. Ekrandaki noktalar arası uzaklığı 0.28 mm ve daha az
olanlar tercih edilmelidir.
YAZICI : Ekranda gözüken
bilgileri kağıt üzerine yazdırmaya yarar.
Yazıcılar;
•Nokta vuruşlu yazıcı (dot matrix): 9 iğneli ve
24 iğneli olabilir. Şerit takılarak kullanılır. Dakikada 1-3 sayfa hızında
olabilirler. Sürekli form kağıdı kullanılabilir.
•Mürekkep püskürtmeli yazıcı(ink jet): Dakikada
1-8 sayfa basabilir. Kartuş takılarak kullanılır. Renkli çıkış alınabilir. 300
dpi -
•Lazer yazıcı (laser): 300 dpi- , dakikada 4, 8,
12 ... sayfa baskı, toner kullanılır.
KULAKLIK VE HOPARLÖR : Bilgisayar
tarafından üretilen veya kaydedilmiş sesleri duymak için kullanılır.
SES KARTI : CD kalitesinde, 16
bitlik, ses alabilmek için kullanılır. Ses kartları sayesinde ses kaydı yapılabilir.
Bilgisayarın sesi kullanmasını ve daha sonra da bu sesi çıkarmasını sağlayan
bir karttır. Ses kartı günümüzde bütün bilgisayarların standart bir parçası
haline gelmiştir.
Şekil 1.14. Ses Kartı
1.2.3.3. Bellek Türleri
Bellek sığası (kapasitesi) byte cinsinden
ölçülür.
Byte:
Bellek ölçü birimidir, 8 bitten oluşur. Bit ise 1 ve 0 konumu alabilen en küçük
bellek birimidir. Bellek ölçüleri ise küçükten büyüğe doğru:
8 bit ----- 1 Byte (B)
1024 Byte ----- 1 KiloByte (1KB)
1024 KB ----- 1 Mega Byte (MB)
1024 MB ----- 1 Giga Byte (GB)
1024 GB ----- 1 Terra Byte (TB)
Bilgisayarda bellek tipleri ROM, RAM, PROM,
EPROM, EEPROM(E 2PROM), Flash Memory, Önbellek (Cache Bellek) olarak sayılabilir.
ROM Bellek (Read Only Memory – Sadece
Okunabilir Bellek): Programların kalıcı olarak durduğu, sadece
okunabilen bellek tipidir. ROM belleğe hiçbir bilgi yazılamaz. ROM yapımcı ve
kullanıcı tarafından bir daha değiştirilmemek üzere kullanılan program
komutlarını içerir. Örneğin; bilgisayar ilk çalıştırıldığında işlevsel hale
gelebilmesi için kendiliğinden çalışan program olan BIOS, ROM belleğe aittir.
RAM Bellek (Random Access Memory –
Rastgele Erişimli Bellek): Çalışma şekli açısından oku- yaz belleği
olarak da adlandırılır. RAM bellekler hem içerisine bilgi yazmak, hem de
içerisindeki bilgiyi okumak için tasarlanmıştır.Rasgele erişimli denmesinin
sebebi belleğin herhangi bir yerinde bulunan verilere rasgele ve aynı sürede
erişilmesidir. RAM’de saklanan bilgiler değiştirilebilir.
RAM bellek bilgisayarın ana belleğidir.
Bilgisayar sadece ana bellekteki verileri işler. Bununla birlikte
çalıştırılacak her program, erişilecek her dosya mutlaka depolama ortamından
ana belleğe kopyalanmalıdır. RAM bellek iki çeşittir. RAM bellekte saklanan
bilgiler değiştirilebilir. Erişim hızı disk ya da disket sürücülerle karşılaştırılamayacak
kadar hızlıdır.
Şekil 1.15. SD Ram
PROM Bellek (Programmable Read Only
Memory – Bir Sefer Programlanabilir ROM): Temelde ROM’la aynıdır. Bir
kez programlanabilir ve bir daha programı değiştirilemez ya da silinemez. Ancak
PROM’un üstünlüğü fabrikada yapılırken programlanmak zorunda olmayışıdır.
EPROM Bellek (Eraisable Programmable Read
Only Memory – Silinebilir Programlanabilir ROM): RAM’lerin elektrik
kesildiğinde bilgileri koruyamaması, ROM ve PROM’ların yalnızca bir kez
programlanabilmeleri sorun yaratmıştır. EPROM programlayıcı aygıt yardımıyla
defalarca programlanıp, silinebilir.
EEPROM - E 2PROM
(Electrical Eraisable Programmable Read Only Memory – Elektrikle Silinebilir
Programlanabilir ROM): Bu bellek türünde bilgilerin yazılması ve
silinmesi için normal elektrik voltajı uygulanır. Bu bellekler üzerine bilgiler
yüzlerce ya da binlerce kere yazılabilir.
EEPROM’un özel bir uygulaması Flash Memory’dir.
Aralarındaki en önemli fark ise EEPROM’a bilgilerin byte ile yazılması,
FLash’lara ise bilgilerin sabit bloklar halinde yazılmasıdır.
Ön Bellek ( Cache Bellek – Tampon Bellek
): Günümüz bilgisayarlarında hızı belirleyen en önemli faktörlerden
bir tanesidir. Ön belleği kulanım amacı, işlenecek olan bilgi işlenmeden önce
buraya getirilerek bilgilerin işlenmeye hazır hale getirilmesidir.
Flash Bellekler: Genellikle
mobil cihazlarda (dijital kameralar, MP3 çalarlar, dizüstü bilgisayarlar gibi)
kullanmak için geliştirilmiş bellek aygıtlarıdır. Fakat kullanımının artmasıyla
bütün masaüstü bilgisayarlarda kullanılabilecek şekle getirilmiştir. Fiziksel
büyüklükleri ve depolama kapasiteleri (4 MB ile 1 GB arasında) türlerine göre
değişmektedir. Yaygın olarak kullanılanlar arasında USB Flash Disk, Compact
Flash, Ata Flash, MMC card, Memory Stick ve SSFD gibi çeşitleri bulunmaktadır.
1.2.3.4. Depolama Birimleri
Depolama Kavramı:
Bilgisayarlardaki bilgileri saklamak amacıyla
kullanılan ortamlardır.
Disket Sürücü ve Disketler: Hem
giriş hem de çıkış birimidir. Disket denilen magnetik ortama veri yazılabilen
ve üzerindeki verileri okuyabilen bir birimdir.
Disk çapına göre 3.5 inch ve 5.25 inch olmak
üzere iki temel gruba ayrılırlar. Okuma ve yazma hızları düşüktür. Küçük ve
taşınabilir depolama araçları olan disketlere okumak veya yazmak için üretilmişlerdir.Disket
sürücüleri bir bilgisayarın vazgeçilemez donanım öğesidir.
Disket verileri magnetik ortamda saklar.
Disketlerin kullanımı ve taşınması kolaydır. Veri taşımakta ve yedekleme
amacıyla kullanılırlar. Disketlere veriler kopyalanabilir, eklenebilir,
silinebilir, değiştirilebilir.
Disketlerdeki verilerin bozulmaması için;
disketlerin magnetik ortamdan, sıcaktan, soğuktan, nemden, güneş ışınlarından
uzak tutmak gerekir.
Günümüzde kullanılan yazılımların hacim olarak
büyümüş olması ve buna paralel olarak gelişen diğer yedekleme üniteleri
disketleri ikinci plana itmiş olsa da, küçük dosya yada belgelerimiz için en
ekonomik yedekleme araçları olarak kullanılmaktadır.
Şekil 1.16. 3.5” Disket
Sürücüsü
Disket sürücü için A harfi kullanılır. İkinci
disket sürücü veya sanal disket sürücünün adı da B'dir.
Bir 3.5 inç'lik yüksek yoğunluklu (High Density
kısaca HD diye gösterilir) disket 1.44 MB veri alır. 720 KB veri alan 3.5
inçlik disketler de eski disket sürücülerle kullanılmaktadır.
Disketlerin kullanılabilmesi için biçimlenmesi
(formatlanması) gereklidir. Formatlama disketi iz ve sektörlere bölerek
bilgisayarın kullanımına hazır hale getirmektir.
Sabit Disk Sürücü : Sabit disk
sürücü, bilgisayarın bilgi depolamak için kullandığı en temel birimdir. Sabit
disk kapalı bir kutu içinde bilgisayarın içinde bulunmaktadır. Sabit disk
sürücü, verileri bir dizi dönen magnetik yapraklarda magnetik olarak saklar.
Her magnetik yaprakta okuma ve yazma işlemini yapan okuma yazma kafası vardır.
Daha çok veri kaydedilir. Sabit disk taşınamaz.
Sabit disk, merkezlerinden geçen bir mil üzerine
üst üste yerleştirilmiş plaklara benzer. Bu plaklar mil ile beraber belirli bir
hızda dönerler ve bu sırada okunurlar veya üzerlerine yeni bilgiler yazılır.
Erişim hızı ve kapasitesi yüksektir
Bir sabit diskin bir veriyi bulma hızının DÜŞÜK
olması, o sabit diskin verilere ulaşma hızının YÜKSEK olduğunu gösterir.
Örneğin, sabit diskteki okuma yazma kafası, bir
veriye 10 ms (mili saniye, 1 sn/1000)'de erişirse; aynı veriye 19 ms'de erişen
sabit diske göre daha hızlı okuma yapmış olur.
Sabit disklerin kapasitesi ne kadar büyük olursa
o kadar çok bilgi saklanabilir.
Sabit diskler bilgisayarın ana kartına IDE
(Integrated Drive Electronics), SCSI (Small Computer System Interface- skazi
diye okunur) veya EIDE (Enhanced IDE, geliştirilmiş IDE) diye adlandırılan
kablolarla bağlanırlar. Sabit diskler C harfiyle temsil edilirler. Diğer
sürücüler varsa bu harfleri izler.
Şekil 1.17. 5.25” Harddisk
Örneğin, ikinci bir harddisk ya da harddiskin
ikinci bölümü varsa D'dir.
Sabit diskler zamanla dolar. Bazı dosyaları
silmek gerekir. Silinecek dosyaları rastgele seçmemek; bilinçli olarak yapmak
gerekir. Bazı dosyalar yedeklendikten sonra silinebilir. Bazı dosyalar sıkıştırma
programları ile sıkıştırılarak daha az yer kaplamaları sağlanır.
Cd Rom Sürücü : Son yıllarda
yaygın olarak kullanılmaya başlanan veri depolama birimidir. 650 MB …Bir CD'de
24 Ciltlik bir ansiklopedideki yazılar, resimler, video klipler, animasyon ve
sesler saklanabilir. Bir program yüklerken 20-40 disketin takılıp çıkarılması
yerine CD-ROM'lar tercih edilir. CD-ROM'lar özellikle çok büyük yer kaplayan
çoklu ortamlarda (multimedia = ses + video + resim + animasyon) yazılmış
yazılımlar için zorunludur
Şekil 1.18. CD-ROM sürücüsü
CD-ROM üzerindeki bilgiler günümüzde
değiştirilememektedir. CD-ROM'lara bilgi yazmak için, yazılabilir. CD-ROM'lar
kullanılarak CD-ROM yazıcılarla kopyalama yapılmaktadır. CD_ROM sürücülerde
müzik CD'leri de dinlenebilir.
Bir CD sürücü alırken veri transfer hızının büyük
olanlar tercih edilmelidir. Günümüzde yaygın olarak 52 Hızlı CD-ROM sürücüler
satılmaktadır.
1 CD-ROM'a 650-700 MB veri depolanabilir. Son
yıllarda yapılan çalışmalarla CD-ROM'lara daha fazla veri depolama olanağı da
çıkmıştır.
CD-W ve CD-RW sürücüleri:
CD-ROM’dan farklı yönleri Compact disklere yazım yapabilmeleridir. Compact Disk
Writer ile hiç yazılmamış bir Cd üzerine birkez yazım yapabilirsiniz. CD Re
Writer ile ise tekrar yazılabilen Cd’ler üzerine silerek (Formatlayarak)
yeniden yazım yapabilirsiniz. Günümüzde yazma hızları 32,40x,52x , okuma
hızları 32x,40x,52x , silme hızları 20x,24x,32x arasında değişen ürünler
mevcuttur. Son yıllarda IDE arabirim kullanan CD-RW’lar yaygın olarak
kullanılmaktadır.
DVD (Digital Versalite Disk) Sürücüleri: DVD’ler
CD’lerin aksine daha yüksek yoğunluğa sahiptirler. DVD üzerine yazım işlemi
katmanlar halinde yapılmaktadır. CD üzerinde sadece tek katman üzerine yazım ve
okuma yapıldığından kapasiteleri en fazla 700MB olabilmekte iken bugün 4
katmanlı bir DVD yaklaşık 4 GB veri depolayabilmektedir. Günümüzde yanlış bir
kanı olarak sadece film ve müzik amaçlı yazılımlarda kullanıldığı sanılsa da çok
yakında veri ve program depolamak amacıyla da yaygın olarak kullanılacaklardır.
DVD’ler film ve Video Cliplerin bir Cd
kapasitesinden fazla yer tutması, uzun filmlerin 3 hatta 4 Cd içerisinde
sunulabilmesi nedeniyle DVD geliştirilmiştir. Dvd katmanlar üzerinde kaydı
sırasıyla okuyarak işletir.Günümüzde son yapılan çalışmalarla birlikte bir
DVD’ye yaklaşık olarak 8.4GB‘lık veri depolanabilmektedir.
Tape Back-up Sürücüleri:
Yedekleme amaçlı sürücülerdir.Teyp kasedi biçiminde özel üretilmiş küçük
kasetlere kayıt yapabilenlerin yanı sıra doğrudan teyp kasedine kayıt
yapabilenleri mevcuttur. Depolama kapasiteleri 250MB ile 4 GB arasında
değişmektedir. Okuma ve yazma sistemleri sabit disklerden farklı olduğundan
ayrıca bir arabirim ile kurulur ve işletilebilirler.
Zip Backup sürücüleri: Temel
olarak teyp sürücüleri gibi çalışmakla birlikte yedekleme kapasiteleri çok
yüksek değildir. 120-250-525-650 MB kapasiteye sahip Zip sürücüleri en yaygın
kullanılanlarıdır.
Kayıt ortamları diskete benzeyen özel üretilmiş kayıt
ortamlarını kullanırlar.Kendi medialarından başka türleri okuyamadıkları için
sadece yedekleme amaçlı olarak kullanılabilmketedirler.
Bilgisayarın diğer donanım birimleri ;
1. UPS (Uninterrrupted power supply - Kesintisiz
güç kaynakları),
2. Çoklu ortam aygıtları,
3. Ağ bağdaştırıcılarıdır. Bunlar;
UPS (Uninterrrupted power supply -
Kesintisiz güç kaynakları) : Bilgisayarınızınenerji ihtiyacını
karşıladığımız şehir şebekesindeki aksaklıklar ve şebekenin yapısından
kaynaklanan gerilim dengesizlikleri doğrudan sistemlerimizi ve çalışmalarımızı
etkileyecektir.
Kesintisiz güç kaynakları gerçekte
bilgisayarınıza kesintisiz enerji sağlamakla görevlidirler. Fakat enerji
çıkışları belli bir voltaja ayarlanmış olduğu için gerilim artması yda azalması
durumunda da aynı gerilimi vermeye devam edeceklerdir.KGK’lar, içlerindeki şarj
edilebilir aküler ile bilgisayarınıza belli bir süre enerji sağlamaya devam
edebilecek şekilde üretilmektedirler.
Şekil 1.19. UPS (KGK-Kesintisiz Güç Kaynağı)
Çoklu Ortam Aygıtları : Bilgisayarın
görebilmesini, duyabilmesini, konuşabilmesini sağlayan, çoklu ortam
uygulamalarının (video, müzik, oyun...) ve yüksek kapasitedeki veri
yığınlarının depolanabilmesine ve taşınabilmesine olanak veren birimlerdir. Ses
Kartı, CD–ROM Sürücü, CD–ROM Yazıcı, DVD–ROM Sürücü, DVD–ROM
Yazıcı (DVD-ROM adı verilen dijital medyadan veri okuyabilen ve
yazabilen birim) WEB Kamerası (Hareketli görüntüyü bilgisayara
aktaran birim) Radyo – TV Kartı (Analog olarak alınan Radyo ve
TV yayınlarını bilgisayarda işlenebilecek dijital formata çeviren birim)
Şekil 1.20. TV Kartı
Ağ Bağdaştırıcıları:
Bilgisayarların lokal yada genel ağlara bağlanmalarını sağlayan birimlerdir. Ağ
Kartları: Bilgisayarın ağ kabloları üzerinden lokal yada genel ağlara
bağlanmalarını sağlayan birimlerdir. Veriler dijital olarak kablolar üzerinden
ağ kartlarına aktarılır. İşlenen veriler yine ağ kartları üzerinden yollanır.
Anakart üzerindeki “PCI” yada “ISA” yuvalarını kullanırlar. Bazı ana kartlarda
bütünleşik olarak bulunabilirler. Saniyede aktardıkları veri üzerinden
değerlendirilirler. Günümüzde yerel ağların oluşturulmasında kullanılan, veri
alışverişini yöneten ve gerçekleştiren elemanlardır. Teknolojileri 100 Megabit
veri transferi yapabilecek kapasiteye kadar çıkmıştır. PCI veya ISA yuvalara
takılan bu kartların bağlantıları BNC veya RJ45 konnektörleri ile
yapılabilmekte yani iki tip kablo ile birlikte kullanılabilmektedirler.
Şekil 1.21. Ethernet kartı
Fax Modem Kartları: Bilgisayarların
telefon kabloları üzerinden lokal yada genel ağlara bağlanmalarını sağlayan
birimlerdir. Veriler analog olarak kablolar üzerinden modeme akratılır ve
dijitale dönüştürülür. İşlenen veriler bu sefer dijital yapıdan analoğa
çevrilerek yollanır. Bir anlamda fax-modem kartı analog ve dijital sinyaller
arasında çevirici işlevini görür. Harici yada dahili olarak sistemde
bulunabilirler. Paralel porttan yada “USB” ile harici olarak, “PCI” yada “ISA”
yuvalarını kullanarak ise dahili olarak anakarta bağlanırlar. Bazı anakartlarda
bütünleşik olarak bulunabilirler. Saniyede aktardıkları veri üzerinden
değerlendirilirler.
Şekil 1.22. Apache Fax-Modem
Kartı
Ders kitabını buradan indirebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder